7 Mayıs 2012 Pazartesi

God's Light is OFF

         Ağzımda, herkesin küçükken deneyim sahibi olduğu bir pas tadı var.Peki ama neyin pası ki bu; korkunun, heyecanın, kanın, stresin, endişenin, demirin. Hiç bir fikrim yok neyin olduğuna dair. Garip yumru var gibi sanki ağzımın içine, o tadı salgılayarak farklı şeyler hissetmemi sağlıyordur, bilemem. Acaba bazen korkularımdan heyecan duyup haz almamın sebebi bu mu ki? Hangi insan bile bile, isteyerek korktuğu şeyi tekrar yaşamak ister ki?
         Karanlıktan korkuyorum; karanlıktayken hiç bir şeyi doğru düzgün göremezken, hava yoğunlaşıyor sanki bir katı madde gibi içime içime giriyor.Damarlarımı şişiriyor, dışarı çıkmak istiyor.Tırnaklarım ile derimi yüzesim geliyor, ses tellerimden ses yerine baloncuklar çıkıyor, bağırıyorum ama beynimin içinde bağırıyorum, defalarca yankılanıyor, beynim şişiyor.Bir anda ışık yandığında ise o şişlik sönüyor, rahatlıyorum, kendime gülüyorum.İşte bu iniş çıkış aynı korkuyu tekrar yaşama isteğine götürüyor beni çünkü; yine ışık yanacak mı sorusunun cevabı paha biçilemez.
         Peki ya bir gün ışık yanmaktan vazgeçerse, ya ben karanlığa hapsolursam, çevremdeki renkleri duyamazsam, duyguları tadamazsam, sesleri göremezsem kısacası bütün duyularımı kaybedersem, varlığımdan şüphe etmez miyim? Beynim artık benim hapishanem olur çünkü; varlığından emin olduğum tek şey odur. Onun içinde yaşar, büyür, hayat kurar ve ölürüm defalarca.Olası tüm evrenleri yaşatırım beynimin içinde.Peki ya şu an bizde başka birinin beynindeysek, misal tanrının; ya onun olası evrenlerinden birini yaşıyorsak ve bu evren bittiğinde yeni bir evrende tekrar var olacaksak.O zaman tanrının ışığını "kim" söndürdü?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder