10 Haziran 2012 Pazar

Ölebil -mek


                Hikayelerde anlatılan bir gezegen vardı; tanrının tanrılığını dahi göstermediği, yitirilmişliğin içinde, kara deliğin ortasında...Öyle varlıklar varmış ki orada, onlara bakanın delirdiği söylenirdi. Nedenini bilmiyorum çünkü hepsi deliydi, anlatılanlara kim kulak asardı ki.
                Bir gün birini öyle çok sevdim ki; kulağım, gözüm, derim, burnum, dilim o olmuştu. Mutluydum da bundan onun algıladığı şekilde algılıyordum dünyayı.Damarlarımda o vardı, içimdeki ışığı saran oydu fakat yine bir gün zehirlendik.Damarlarımdaki kan aside dönüştü, gittiği her organımı yavaş yavaş eritir oldu.Gözlerimden göz yaşı dahi akamadı, ses tellerim birbirine dolandı kelimeler çıkamadı, derim kemiklerime yapıştı ama beynim sapa sağlamdı.Kaleye sığınan askerler gibi zehirde beynimin içine saklandı ve acılar çektirdi bana çünkü böyle orada kalmaya devam edebilirdi.Bana olmayan şeyler gösterdi, duyulmamış şeyler fısıldadı, artık tahammül edemiyordum.Sertleşmiş tırnaklarım ile kafa derimi yoluyordum ama her kanayıp kopan derinin altından yeni bir deri çıkıyordu.Bağıramıyordum, ağlayamıyordum, engel olamıyordum, iradem yavaş yavaş elimden alınıyordu.
                Beynimi ezmek istiyordum, suyunu çıkarmak, süngeri sıkar gibi içindeki zehri akıtmak istiyordum.İrademden kalan son kırıntılarla kafamı iki kalın, demir duvarın arasına sıkıştırdım ve elimle düğmeye bastım.İki duvar birbirini seven iki aşık gibi birbirlerine yaklaşmaya başladılar.Yavaş yavaş kafatasım sıkışmaya başladı ve yavaş yavaş çatırdamaya.Her çatırtıyı duyabiliyordum, zehir içimde acı çekiyordu, beynimin kıvrımları arasında sıkışıyordu, yoğunlaşıyordu.Ve son büyük bir çatırtı ile kafatasım karpuz gibi çatladı, beynim preslendi ve zehir vıcık vıcık yere aktı, buharlaştı.O an bir göz yaşı çıktı gözlerimden, nöbet geçirir gibi kafası olmayan bedenim ileri geri gidiyordu.Vücudum ağlıyordu, tüm gözeneklerimden kan akıyordu çünkü iradem bana gelmişti.Sonra bir baktım etrafıma hikayelerde anlatılan yerdeyim.Ölümden de ağır tam bir araftı burası.Ne ölüydüm ne yaşayan ama burada tek bir isteğim vardı o da ölebilmek.